30 Kasım 2011 Çarşamba

Bölüm 1

Lavina, Orta Malcorn bölgesinin en zengin, bir o kadar da sıkıcı bi ailenin en küçük kızıydı.Abisi Tanill ile pek anlaşıyorlarmış gibi görünse de , evde kimse yokken bir kumanda bile 35. Gunner Savaşını başlatmaya yetebiliyordu.Tanill sorumsuz,sinirli, kıskanç ki ( bunun Lavina ile hiç alakası yok ) güne başlamak için görmenizi isteyebileceğiniz en son kişiden bile bir sıra geriden gelirdi.Annesi Cenny, aptal mavi küçük şirinlerin köyünde yaşadığını sanan bi çilek yetiştiricisiyken,günün çoğunu onlarla geçirir hatta bazen bu aylar bile sürebilirdi. ( Hey bir dakika aylar mı ? Bu nasıl olur ? dediğinizi duymak zor olmadı doğrusu . Eğer siz de koca bir çilek tarlasında çalışmayı kabul etmediğinizden dolayı saatlerce kokmuş yiyecekler ve örümceklerin hakimiyetinin sürdüğü eşyaların bulunduğu bir kilerde kilitli tutulsaydınız, sanırım bu süreyi ay olarak görmem konusunda anlaşabilirdik.) Ve çok üzüntü verici olarak babasıysa , başına beşmilyonda bir gelen bi kaza olan lamba direği düşmesi vakası yüzünden, çoktan bu mutlu aile tablosunu bırakıp çok sevdiği halasının yanına gitmişti.Sanırım bunun iki taraf içinde en iyisi olduğunu ,bir önceki törende bu iki çift göze bakarak anlayabilirdiniz.Aslında bu olayların hepsinin birşeylerin olması için yapıldığını, kimsenin bilmemesinin yaşanan herşeyin olabildiğince müthiş bi serüven olmasına neden olduğunu anlamak biraz geç olmuştu ya da olacaktı.Hayat onun için gelmişti,fakat sanırım birisi ona söylemeyi unutmuştu...

- Lavinaa ! Yemeğin hazır. Sütlü kocaman bir cips kokteyli ve Mikel suyu.

-Kime söylüyorum ! Lavinaa!

O gün tıpkı , ondan önceki 3454 gün gibi yaşanmasını istemeyecek kadar basitti.Yatağından kalktı,dişlerini bir ay önce biten diş macunuyla fırçalayıp, Deeps'e mamasını verdikten sonra en ciddi yüz ifadesiyle aşağıya indi...

Aslında bakarsanız Lavina , monotonluktan mı yoksa geçen hafta izlediği yarışmada favorisi olan yunus balığının yenilmesinden mi ,bu kadar üzgündü ? Anlamıyordu.Hayat bu kadar karmaşık olmamalıydı.Bir an kendisine deli olma ihtimalini yakıştırmanın en iyi çözüm olacağını düşünüyordu..Gözleri çantasınının üzerindeki çilek lekesinde,okula gitmek için okul üstünü giyerken aklına inanılmaz büyüklükte bir problem geldi.( Az önce yemeğe başlarken ; kaşığı sağ elimemi aldım yoksa sol elime mi ? ) Bu muhteşem ve akılalmaz sorunun onda yarattığı travmaya yenilmedi ve - Neyse , bunu sonra düşünürüm diyerek ; şehrin en kalabalık yeri olan evlerinin önündeki otobüs durağında beklemeye başladı ve tabiki her zaman ki gibi o ses ...

Devam Edecek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder